Yiğit Bulut'un 'İsrail Türkiye'ye Saldıracak' İddiası AKP'de Zihniyet Tartışmasını Ateşledi

Burak Altun
paylaş
Yiğit Bulut'un 'İsrail Türkiye'ye Saldıracak' İddiası AKP'de Zihniyet Tartışmasını Ateşledi

Yiğit Bulut’un Çıkışı AKP’de Dalgalar Yaratıyor

Son haftalarda siyasi kulislerde en çok konuşulan konulardan biri şüphesiz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Yiğit Bulut’un “İsrail Türkiye’ye saldıracak” şeklindeki iddiası oldu. Sosyal medya ve televizyonlara yansıyan açıklamalarda Bulut, İsrail’in Filistin ve Lübnan’a saldırılarının ardından yeni hedefinin Türkiye olacağını, bunun ardında ise dini fanatizm ve “Vadedilmiş Topraklar” hayali olduğunu savundu. Dahası, yakın tarihi örneklerle de mevzuyu desteklemeye çalıştı: Batılı güçlerin 100 yıl önce Yunanistan’ı taşeron olarak kullanıp Anadolu’ya yönelttiği saldırının benzerinin bugün İsrail eliyle uygulanmaya çalışıldığını iddia etti.

Erdoğan ise bu çıkışlara kayıtsız kalmadı. Cumhurbaşkanı, sadece Bulut’un iddialarına sahip çıkmakla kalmadı, aynı zamanda İsrail hükümetinin “imkânsız bir rüya kurduğunu” ve bu hayale karşı Türkiye’nin direnç göstermesi gerektiğini belirtti. Erdoğan’ın çözüm önerisi ise dikkat çekiciydi: Türkiye’nin Batı emperyalizmine karşı BRICS’e katılarak bağımsız bir aktör olması.

AKP’de Sorgulama ve Komplo Endişesi

Bulut’un bu açıklamaları parti içinde hararetli tartışmaları beraberinde getirdi. Bazı parti üyeleri, iddiaların gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu ve abartılı alarmist bir dil taşıdığını düşünerek Bulut’a tepkilerini dile getirdi. Kulislerde konuşulanlara göre, partinin kısa vadeli dış politika çizgisi ve stratejik vizyonu, bu tür komplo ve tehdit söylemleriyle zedeleniyor. Özellikle, Türkiye’nin uluslararası savunma itibarı, NATO üyeliği ve BRICS’e yaklaşımının bu tür açıklamalarla gölgede kalmasından endişe ediliyor.

Yiğit Bulut’un geçmişte kamuoyunda ses getiren birçok iddiası olduğu da unutulmuş değil. Özellikle, İsrail’in telekinezi ve zihin kontrolüyle Türkiye’ye saldırdığı yönündeki komplo teorileri hâlâ hatırlanıyor. Bu nedenle, partide ve kamuoyunda ciddi bir güven sorunu büyüyor. Bazı muhalif AKP’lilere göre, Bulut’un iddiaları partinin “entelektüel seviyesi” ve karar alma kalitesiyle doğrudan örtüşüyor. Kimileri ise, bu tür savunma reflekslerinin toplumda gereksiz korku iklimi yaratıp, Türkiye’nin gerçek gündemlerinin üstünü örttüğünü savunuyor.

İddiaların yayıldığı dönemde, 2024 Ekim’inde Türkiye’nin havacılık devi TUSAŞ’a yönelik gerçekleştirilen siber saldırılar ve sabotajlar tartışmanın tuz biberi oldu. Bulut ve ekibi, yaşanan olayları Mossad’ın Türkiye’nin savunma endüstrisine ve BRICS üyeliği arzusuna karşı küresel bir girişimi olarak yorumladı. Ancak uzmanlardan gelen tepkiler de çarpıcı: Askeri ve güvenlik uzmanları, iddiaların dayanağı olmadığını, bu tür açıklamalarla Türkiye’nin uluslararası platformlarda itibarının zedelendiğini vurguluyor.

Türkiye bu tartışmanın gölgesinde dış politikada yeni bir yol arayışında. Bir tarafta Batı ile ilişkilerde pragmatik bir çizgi aranırken, diğer taraftan komplo teorilerinin siyasi söyleme sızması, Türkiye’nin yerel ve küresel dengelerdeki rolünü etkilemeye başladı. Şimdilik AKP içinde gözler, partinin bundan sonraki dış politika hamlelerine ve olası BRICS yönelimine çevrildi.