Kene Hastalıklarına Karşı Bıldırcın ve Keklik Salımı: Etkili mi Tartışmalı mı?

Mertcan Gündoğdu
paylaş
Kene Hastalıklarına Karşı Bıldırcın ve Keklik Salımı: Etkili mi Tartışmalı mı?

Kene Tehdidi ve Hükümetin Radikal Önlemleri

Son yıllarda Türkiye kırsalında adeta kene alarmı yaşanıyor. Özellikle kene vakalarının hızla artması, başta İstanbul olmak üzere pek çok ilde endişe yarattı. Sadece 2025 başında İstanbul’da bildirilen kene şikayeti sayısı 7 bini geçti. Sivas’tan ise ölüm haberi geldi. En tehlikeli kene hastalıklarından biri de Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) ve ne yazık ki vaka sayıları da ölümler de tırmanışta.

Bunun üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Müdürlüğü, biyolojik mücadeleyi öne çıkaran bir yol haritası hazırladı. 2025 sonuna kadar 36 bin 250 bıldırcın ve 9 bin keklik doğada 'serbest bırakılacak'. Bu kuşlar termit, çekirge, böcek ve en önemlisi kenelerle besleniyor. Amaç, özellikle köy ve kırsal alanda kene varlığını doğrudan azaltmak.

  • Yayılımı yapılan kuşların güvenliğini sağlamak için 3 yıl boyunca bu alanlarda av yasağı uygulanıyor.
  • Yasalara uymayanlara ise caydırıcı cezalar: Her bıldırcın için 4.000 TL, tuzak kuşlar için 15.000 TL idari para cezası kesilecek.

Yeni Tehdit: İstanbul’da Yeni Bir Kene Türü ve Bilimsel Tartışmalar

Bıldırıcıngillerin kene popülasyonu üzerindeki etkisi tartışmalı. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi ve Japonya Orman Araştırmaları Enstitüsü’nden bilim insanlarının ortak çalışmasında, İstanbul’da daha önce hiç görülmeyen ve Asya kökenli Hyalomma marginatum türü tespit edildi. Bu, Türkiye’de tespit edilen 56’ncı kene türü oldu. Yeni türün en kritik özelliği ise 30’dan fazla ciddi hastalık etkenini taşıyabiliyor olması. Hem insanlar hem de çiftlik hayvanları için büyük risk!

Peki, bıldırcınların sahada bu kadar hayati bir görevi var mı? Şöyle bir inanış yaygın: Bıldırcınlar, kene popülasyonunu kontrol altında tutar. Ancak son dönem araştırmaları bu tezi sorgulatıyor. Çünkü kuşların besin tercihleri mevsime ve bölgeye göre değişiyor, ağırlıklı olarak böcek benzeri canlılarla beslendiklerine dikkat çekiliyor. Keneler ise, ana menünün küçük bir kısmını oluşturuyor.

Bazı uzmanlar daha ileri gidiyor: Eğer bu kuşların popülasyonu avcılıkla ciddi oranda azalırsa, doğada keneleri yiyen başkaca canlı kalmaz, bu da kene patlamasına yol açabilir diyorlar. Yani av yasağı ve doğaya kuş salımı birlikte uygulandığında belki dengeyi sağlamak mümkün olacak, ama tek başına bıldırcına umut bağlamak pek gerçekçi görünmüyor.

Kısacası, Türkiye’de kene salgını büyürken, ekosistem dengesi için biyolojik mücadele ve korumacı yaklaşımlar el ele yürütülmeye çalışılıyor. Ancak bu yeni dönemde, bilim insanları ve yetkililer aynı sayfada değil ve tartışma hararetle devam ediyor.