
Ahmet Tekin Baykal'ın Suç Örgütü: Aydın'da Düğüm Çözüldü
Aydın’da 2017 yılında yakalanan iki kişi, yıllar süren bir polisin peşini bırakmadığı suç zincirinin önemli halkası haline geldi. Bu şahıslar, 2003 yılında işledikleri yağma, talan ve örgüt kurma suçlarından dolayı aranıyordu. Sıradan bir baskın değildi bu; zira yakalananlar, organize suç dünyasında adı sıkça duyulan ve korkuyla anılan Ahmet Tekin Baykal’ın en yakın adamları arasındaydı.
Baykal’ın suç örgütü, klasik yapılardan farklı bir modelle çalışıyordu. ‘Hücre tipi yapılanma’ denilen sistemde, herkes işinin ucunu biliyor ama kimse tüm tabloyu görmüyordu. Her hücre birbirinden bağımsız hareket ediyor, emir-komuta zincirine sadık kalsa da organizasyonun gerçek büyüklüğünü dışarıdan anlamak neredeyse imkansız hale geliyordu. Bu yapı, güvenlik güçlerinin örgütün tamamını deşifre etmesini yıllarca zorlaştırdı.
Bu model sayesinde örgüt, silahlı tehditle rakiplerini sindirmekten kamu ihalelerini manipüle etmeye kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösterdi. Bir olayda, ihale almak isteyen iş insanına yönelik açıkça tehditler savrulduğu, direnenlerin ise çeşitli bahanelerle işlerinden edildiği ortaya çıktı. Bazı yargı mensupları ise ya şantajla ya da farklı yollarla örgütün çıkarlarına hizmet etmek zorunda bırakılmıştı. Suç örgütü için adalet neredeyse bir pazarlık nesnesi haline gelmişti.

Organize Suçun Dosyası Kabardı: Soruşturma ve Cezalar
Baykal ve adamları hakkında hazırlanan iddianamelerde detaylar oldukça çarpıcıydı. Özellikle Anafor Operasyonu kapsamında toplanan deliller, örgütün Türkiye çapında dallanıp budaklandığını gösteriyordu. Ahmet Tekin Baykal’a tam 510 yıl hapis cezası talep edildi; böyle bir rakam Türk yargı tarihindeki en ağır isteklerden biri olarak kayıtlara geçti. Sadece bu kadar da değil, 2009 yılında sonuçlanan ‘Çökertme’ adlı davada 37 yıl 1 ay hapis cezası onandı. Baykal, bu süre içinde cezaevinde ciddi sağlık sorunları geçirdi ve nihayet 2025 yılında şartlı tahliye edildi.
Yakalanan iki adamın ifadesi, geçmişte yaşanan karanlık olaylar hakkında yeni bilgiler de ortaya çıkardı. Polis dosyalarına giren ayrıntılara göre, bu iki kişi başta olmak üzere birçok üyenin yağmalama ve haraç toplama faaliyetlerine birebir katıldığı, korku salarak kasabaları ve mahalleleri kontrolleri altında tuttukları görüldü. Örgütün kullandığı baskı ve sindirme politikası, Aydın’da uzun süre adeta görünmez bir duvar örmüştü.
Hücre tipi yapılanmanın sırlarını ortaya çıkarmak için yürütülen çalışmalar, Türkiye’de mafya yapılanmalarına karşı devletin nasıl adım attığını da yeniden gündeme getirdi. Artık Baykal ismi karanlık ve korkutucu bir gölge gibi değil; ağır cezalar, çözülmeye başlayan ilişkiler ağı ve adaletin işleyişiyle birlikte, gerçeklerle yüzleşilen bir suç dosyasına dönüştü.